POLİTİKA

KILIÇDAROĞLU DİYARBAKIR’DA KANAAT ÖNDERLERİ VE MUHTARLARLA BİR ARAYA GELDİ

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Diyarbakır ziyareti devam ediyor. Ziyaret kapsamında Kılıçdaroğlu, Kanaat önderleri, muhtarlar ve STK temsilcileri ile görüştü.

KILIÇDAROĞLU DİYARBAKIR’DA KANAAT ÖNDERLERİ VE MUHTARLARLA BİR ARAYA GELDİ

Muhtarlar, Kanaat Önderleri ve STK temsilcileri ile bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmasında öne çıkan satır başları şöyle;

 

“BU ÜLKEDE GERÇEKTEN ADALET VAR MIDIR?”

Değerli arkadaşlarım, Roboski’de öldürülen gencecik evlatlarımız vardı. O ailelerle de helalleşecez. Helalleşme yüzleşmektir. Eğer siz bir karar almış, bir kişinin hakkını hukukunu ihlal etmişseniz, sizin onunla helalleşmeniz lazım. Af çıkarmak değil, helalleşmeniz lazım. Bu şu anlama gelmesin, bazen soruyorlar ‘efendim işte geldi, bir sürü devleti soydu falan, ben onunla helalleşecek miyim? Veyahut gitti 5 kişiyi öldürdü, ben onunla helalleşecek miyim?’ yok kardeşim, o hukukun işi. Benim söylediğim, yönetenlerin yaptığı haksızlıklarla, onların yüzleşmesi. O zaman biz bu ülkede barışı ve huzuru sağlayabiliriz, beraber olabiliriz, birlikte olabiliriz. Ve birisi haksızlığa uğradığı zaman da hep birlikte daha güçlü bir ses çıkarabiliriz. Helalleşme aynı zamanda adalettir. Adaleti sağlamamız gerekiyor. Ne diyoruz, devletin dini adalettir. Devletin dini adaletse, adaletin üzerine hepimizin titremesi lazım. Yine önemli bir bilgin diyor ki, ‘adalet, kutup yıldızı gibidir. Yerinde sabit durur ama bütün kainat onun etrafında döner.’ Demek ki Yüce Yaradan, kainatı da adalet üzerine inşa etmiştir.

Sormamız gerekiyor, ülkede gerçekten adalet var mıdır? Adaleti inşa edeceğiz. Adaleti inşa etmenin anahtarı, demokrasiden geçer. Düşünce özgürlüğümüz olması lazım. Ben düşündüğümü ifade etmeliyim, sizlerde düşündüğünüzü ifade etmelisiniz. Ama siz düşündüğünüzü ifade ettiğinizde, sizi, benim hapse atmamam lazım, tutuklamamam lazım, gözaltına almamam lazım. Eğer bu olursa, o zaman demokrasi olur. O zaman adalet olur. Bu bağlamda düşündüğünüz zaman, pek çok haksızlığı pek çok hukuksuzluğu görüyoruz ve bundan kahroluyoruz. Bunu da bilmenizi isterim.

Türkiye'nin içinde bulunduğu sorunlar hepimizin ortak sorunları. Var olan sorunları nasıl çözebiliriz? Bunun anahtarı demokrasidir.

Biz 6 partinin genel başkanı olarak bir araya geldik. Demokrasi için bir araya geldik. İnsan hakları, ekmek, aş için bir araya geldik. Var olan derin yoksulluğu nasıl gidebiliriz onun için geldik. Sıkıntılar, dert var. Meydanlar işsizlerle dolu.

“KİMLİKLERİ SİYASETE ALET ETMEK DOĞRU DEĞİL”

Diyarbakır'da küçük bir esnaf ziyareti yaptık cebim 'evladım işsiz' kağıtlarıyla doldu. Çözümü siyaset kurumu bulacak başka yer değil. Devleti yönetmeye talip olanların çözüm üretmeleri gerek. Biz öyle bir noktada değiliz. Bizi öyle bir noktaya getirmediler tam tersine bizi ayrıştırdılar. 'Kimliğin ne, inancın ne?' sana ne kardeşim insanın kimliğinden, inancından, yaşam tarzından. Kişinin kimliği siyasete malzeme olabilir mi? Kimlikler bizim şerefimizdir, onurumuzdur. Siyasete malzeme etmek asla doğru değil. Kimin yüce Yaradan'a yakın olup olmadığını yüce Yaradan'dan gayrı kim bilebilir? 6 siyasi partinin genel başkanı olarak sorunları birlikte aşmak istiyoruz. Yapacağımız birliktelik, Türkiye'yi aydınlığa çıkartabilirsek, kucaklaştırabilirsek, yeni bir atmosferi yaratabilirsek emin olun sadece Türkiye için değil dünyada siyaset tarihini yazan bütün kitaplara bu konu girecektir. Üniversitelerde ders olarak anlatılacaktır ben bundan eminim.

“DİYARBAKIR’IN KARPUZU ÇIKMADAN KARPUZ İTHAL EDİLMEYECEK”

Diyarbakır tarihi, kadim bir kent. Mezopotamya... Buğdayın keşfedildiği yer. Nasıl olur da bereketli topraklar nasıl bereketsiz atmosfere dönüşebilir? Tabloyu ortaya çıkaranlar kim? Her birimizin tek tek düşünmesi lazım.

Mezopotamya gayet güzel. Dicle'si, Fırat'ı, bereketli toprakları, surlar, bahçeler var gayet güzel... Bu topraklarda ne oldu? 2002 yılında çiftçi sayısı 50 bin 81 kişi. 2021 yılında 50 binden sayı 33 bin 163 kişiye düşmüş. 16 bin 918 çiftçi üretim yapmaktan vazgeçmiş. Devleti yönetenlerin düşünmesi gerekmez mi?

2004 yılında tarım alanı 7 milyon 981 bin dekar, 2021 yılında 7 milyonluk dekar alanı 5 milyona düşüyor. Diyoruz memlekette yağ yok, buğday, nohut dışardan geliyor. Ne oluyor da dışarıdan geliyor? Ben bu soruları soruyorum sizin de sormanız lazım.

Diyarbakır'ın karpuzu vardı değil mi? Karpuz eksildi. Dışarıdan karpuz alıyoruz. Benim Diyarbakırlılara sözümdür. Diyarbakır'ın karpuzu piyasaya çıkmadığı sürece bir tek karpuz bile ithal etmeyeceğiz. Vatanseverlik budur. Benim ülkemde karpuzu üreten kazanmalı. Çiftçi zarar eder mi? Tarım sektörü dünyanın bütün yerlerinde stratejik sektördür. Tarıma değer, önem vermemiz lazım.

Paylaş :

Size daha iyi hizmet sunabilmek için çerezleri kullanıyoruz. Çerezlerle ilgili detaylı bilgi için Çerez Politikamızı ziyaret edebilirsiniz.